Bence yakışmamış.Çünkü kafası vücuduna oranla büyük.Üstüne bir de uzın saç eklenince kötü olmuş.Kısa hali daha iyi.

brezilya fönü veya kalıcı fön diye geçiyor. ele gelecek kadar saç olduğunda yapılır, 5-6 ay böyle gider.

bence çok kötü

saçını böyle geriye doğru tarayıp jöleleyen erkekten tiksiniyorum ben. dünya yakışıklısı olsa bir anda apaçi gibi gözüküyor gözüme.

insanları güzel, çirkin diye ayırdetmeyi sevmem ama bu herifi gereğinden fazla kasıldığı için itici ve çirkin buluyorum. vazo kafalı. bi de sergen var o da pek çirkin yaw. para bile yetmiyor bazen yani iyi görünmek için.

muzaffer izgü'nün, aziz nesin'in kitaplarına bakabilirsiniz.

hem hikayeler keyiflidir, belki biraz neşelenmesine yardımcı olur hem de kolay okunur. okuma alışkanlığını kazandırmak için birebir bence...

aziz nesin şimdiki çocuklar harika kitabını alabilirsiniz, şeker portaklı biraz hüzünlü. ben çok gülmüştüm küçükken. bir de bence hem bir kitap hem de kızsa giysi erkekse oyuncak alın.

Aziz Nesin belki ama Muzaffer İzgü'nün kitaplarında o kadar ince bir dram vardır ki yemin ederim kanser edersiniz çocuğu, daha babasını yeni kaybetmiş diyorsunuz. Küçük bir akvaryumda balıklar ya da su kaplumbağası alabilirsiniz eğer hayvanları seviyorsa. Bence başka herhangi bir hediyeden daha iyi.

zorla tutmazlar sizi ama arkanızdan eksik bıraktığınız ihbar süresine ilişkin icra takibi yapabilirler. Bununla birlikte İş K. md 27 kapsamındaki iş arama izninizi de toplu olarak ihbar sürenizin sonunda kullanacağınızı bildirir bir dilekçeyi İK'ya verirseniz en aızndan bir hafta da öyle kazanabilirsiniz.

busüre için senden para tahsil edebilirler isterlerse
hemd e brüt maaş üzerinden

yeni görüştüğün şirkette zaten mevcut şirketinize karşı herhangi bir sorumluluğunuzun olup olmadığı sorulacaktır. senden istenebilecek tazminatı ödemelerini talep edersin. en az 6 yıllık çalışan olduğuna göre, şirket için önemli bir para olmaz o. şirketler istedikleri çalışanlar için, tazminat ödüyorlar sık sık zaten.

eğer maddi olarak çok sıkışmam diyorsanız içeride 1 maaşınızı bırakacağınız konusunda anlaşın ayrılacağınız yerle. ben o şekilde ayrılmıştım.

teşekkürler arkadaşlar. gayet net anladım durumu.

Bi de yine size zahmet sorum formata uygunsa bikaç gün üstte kalabilir mi? Cidden zor bir durumdayız.

hiç deneyimim yok ama böyle şirketler var. evlere temizliğe gelen hanımlarla ilgili de aynı şey oluyor. şirketlerden ulaşarak görüşmeye çağırabilir ve içinize sinen insanla anlaşabilirsiniz. Şirket arada olduğu zaman çocuğunuzla ilgili daha güvencede hissedebilirsiniz hem.

www.cocukrehberi.com

www.nurturia.com.tr

değişmiş hali de imzalanacak o belgenin, itü'de eşleşme şart ama bazı üni.ler çok gevşek oluyor. bunu kendi üniversitenden eski erasmus öğrencilerine sor, en iyi onlar bilir. her okulda farklı.

evet değiştirip teslim etmen gerekiyor. derslerin de eşleşmesi gerekiyor, aksi taktirde eşleşmeyenleri saymıyorlar, seneye tekrar alıyosun,okul uzuyor. bizim üniversitede(SDÜ) böyleydi.

@ameliee

evet aynen dediğin gibi, lakin dersleri sayıp saymamalarıyla ilgilenmiyorum ben. burada dersi alsam ve geçsem ve saydırsam bile bir şey öğrenmemiş olacağım ve türkiyede tekrar alacağım o dersi. peki prosedur olarak bi şeyi var mıdır durumun? hocama mail attım zaten de ondan yanıt gelene kadar merak ettim durumu.

türkiyede tekrar alman konusunda fikrim yok maalesef. en iyisi hocanı beklemek.

Tekk başınayken başka şeyler yapıyyordur. İşini gücünü halleder, çalışır, dizi izler. Arkadaşlarıyla oturup geyik yaparken de bir yerden sonra sıkıntıdan buraya girmek istebiliyorlar. Birbirlerinden cesaret alabiliyor kadınlar.

çünkü iki arkadaş birleşip taşak geçecek kişi arıyorlar.

konuşamıyorlar değil, öyle bir ihtiyaç duymuyorlar. çünkü kadınların "dur gireyim de bir iki adam soyunsun, ya da bir iki erkekle tanışayım" gibi bir derdi olmuyor. birinin karşısında soyunmak gibi bir niyeti de yoksa, chatroulette pek fonksiyonu olan bir site değil çünkü tavır "ee hadi soyun, buraya soyunmak için geldin" oluyor genelde.

arkadaşla olunca ise gülüp eğleniyorsun, şaka yapıyorsun, vakit geçiyor. öyle işte.

o zaman bir yerlerde "konuşarak dil ilerleteceğim" mantığına gerçekten hizmet eden siteler olmalı. vardır belki de?..

olay dil ilerletmek ise, livemocha.com

kovulduğuna göre tazminat alması gerek, siz niye hemen eziyorsunuz kendinizi?

2 haftalık sigortayla tazminat alamaz. 2 ay deneme süresi var, bu süre içinde işveren istediği zaman kovabilir, işçi istediği zaman ayrılabilir. yasal olarak maaşını alma hakkı var, zaten türkiyede dava açan işçi çok büyük bir yüzdeyle davayı kazanır ama arkadaşının dava falan açacağını sanmıyorum, ne yazık ki davasız almanın bir yolu da yok.

işveren düzgün bir adamsa verir, vermezse sinirlenirseniz de şikayet edersiniz.

İs kanunu bu gibi durumlarda isverene sozlesmeyi derhal ve tazminatsiz fesih hakki verir. Yine de parasini isteyebilir arkadasin, isveren insiyatif kullanabilir.

herşeye tazminat alan ekşi duyuru milletine hayranım... (bkz: moondalina )
23 günlük parasını alabilir sadece o da yaklaşık (asgari ücret ile çalışan bir yerde) 600tl eder.

Bu arada deneme suresi taraflar daha once aralarinda anlasmislarsa vardir. Deneme suresiz is sozlesmesi ² ay dolmadan sonlandi diye deneme sureli kabul edilmez

erkeksen ayrıl

kızsan iki kez ayrıl

evlenince de aldatırsa ya?

kendisi mi itiraf etti bunları? ya da özür diliyor mu?

Yine gider başkasına. Sana geri döndüğünde kızın modunu bir yere save et. O moddan hiç çıkarmazsan kızı seninle kalmaya devam eder. Senin hikayedeki mod sanırım çaresizlik/alternatifsizlik, ex'e geri dönüş. Evlilikleri ayakta tutan en büyük mod :)

ayrıl, terk et.
bize sorduğuna göre beynini kemiren bir mevzu, birlikte olsanız en ufak tartışmada yine ortaya çıkacak bu konu, daha da çok üzüleceksiniz. yanında yatarken aklına gelecek yaptıkları. bu işin bi de 2. kez aldatılma olasılığı var.
her türlü ayrıl.

kıçına tekmeyi bas. onun sana bastığı gibi.

yastık erkek oluyorsun (Doğru kelime mi bu bilemedim) bu durumda. Hatun başkası yokken sana sarıyor, başkası olunca seni bırakıyor, seni kullanıyor.

Sal gitsin, birlikte yaşıyorsanız ve ev size aitse eşyalarını kapının önüne koyun beklemeden, sokakta kalsın, aklı başına gelir

geri dondu diyelim, tamam dedin sen de ve devam ediyorsunuz. ne olacak? senin ona muhtac oldugunu, kendi aldatsa bile onsuz yapamadigini farkedecek ve bu iyi bir sey degil elbette.

birakamamak kotu bir evre. bence onsuz da yasamayi, yasayabilmeyi ogrenmelisin bir sekilde. yoksa bu sana hep zarar verir.

bilmiyorum ne kadar dogru ama, ben bu gibi durumlarda hep olabildigince yuzeysel dusunmeye calisiyorum. mesela opustuk, defalarca sevistik, guzel zaman gecirdik iste falan diyorum. hatta igrenc olacak ama kakasini yaparken dusunuyorum, boyle geciyor bi sekilde.

türkiye de öyle bir şey mümkün olmaz. bizde fransa daki kadar o.ospu ruhlu karı yok.

türkiye'de olsa ben birini alırım. maşallah taş gibi adamlar. :)

ben konsepti tam anlamadım, arkadaşlık sitesi yani ortada paralı bir durum yok herhalde. eh paralı bir durum yoksa bu adamların hepsi nasıl bu kadar yakışıklı, model gibiler? mükemmelmiş. türkiye'de benim için tutmaz çünkü erkekler böyle olmaz ama fransızları da görmesek yicez yani, resmen reklam. adamların hepsi en 1.80, mükemmel vücut, yakışıklı yüz. nasıl arkadaşlık sitesiymiş bu =)

la fransız erkekleri böyle değil ki...kimi yiyorlar bunlar...mankenleri çıkarmışlar....töbe töbe...

Ben ten istanbul da, topkapı

Edit: ahaha ben ten yazdım amk kalsin böyle, ten ten ıstanbul da olcak

daha çok müzikle ilgili ve küfür az da olsa var:
www.imdb.com

onun dışında güzel belgeseller var;
bbc, history channel, discovery nin çeşitli belgeselleri var. bazısı istanbul'un tarihine, bazısı depremine, bazısı marmaray'a, bazısı da turizme yönelmiş durumda.

o yaştaki çocukların gelişim evrelerine uygun film çok zor ya. bir çok film var ama hepsine bir kulp buldum. ı ıh...gerçekten zor.

şuradan bakabilirsin ama yine de sen;

www.imdb.com

@eksi571 o filmi ben izledim gayet de güzel ama, filmde kürtçe ile ilgili durumlardan, ot kullanan insanlara kadar sahneler var, 4. sınıflara göstermek pek doğru değil.

şu anlat istanbul, yeditepe istanbul, istanbul kanatlarımın altında falan nasıl filmler? benim bildiğim aşk falan temel konu.

um filme falado'nun bir bölümü istanbulda geçiyordu. annesiyle gezen küçük bir kızın hikayesi, ama çok durağan bir film, çocuklar sıkılabilir. zaten kısa bir bölüm gösteriliyor sanırım.

şehirde kendi evinizin bahçesi de olsa, kesim yapmak yasak. belediyenin tahsis ettiği kesim alanlarında kesim yapmanız gerekiyor.

kedi, köpek kısmını bilmiyorum. hayvana eziyet ederseniz cezası var ama tutup keserseniz olmayabilir.

Turkiye de kedi kopek gibi evcil hayvanlarin kesimi ve satisi yasak diye biliyorum. Yani kesersen gizlimkapakli kesersin biri sikayet ederse ceza alirsin. Cinlide olsan taiwanlida once sunu sor kendine, neden turkiyede ki uzakdogu restaurantlarinda kedi kopek etimsatilmiyor?

eti yenilebilir hayvanlar bellidir. köpek kesecek olursa biri, muhtemelen şikayet edilir; köpek kamununsa ayrı, birine aitse ayrı suç teşkil eder bu. eviniz civarında, şehre çok uzak olmadıkça hayvan kesemezsiniz; şikayet halinde ceza verilir. kedi, köpek yemek isterseniz, üretim ve kesim için ruhsat almanız gerekir ve bilinmeyen bir ülkede olmadıkça o ruhsatı alamazsınız.

kesim şartlarıyla ilgili olayı anladım, mantıklı da... lakin şu "eti yenilebilir hayvanlar bellidir" kısmını anlamakta güçlük çekiyorum. kim benim adıma karar veriyor ne yiyip ne yiyemeyeceğime...

ankara çankaya taraflarında çalışanlarının uzakdoğulu olduğu yabancı bir şirket var . çalışanlar genelde şirketin yakınındaki evlerde oturuyorlarmış. komşuları tarafından sokak hayvanlarını yakalıp yedikleri için şikayet edilmişlerdi, haber hürriyet'in ankara ekine de çıkmıştı diye hatırlıyorum. ama çalışanlar yalanlamışlardı haberi bulabilirseniz belki sorunuza cevap da olur.

özel tiyatrolarla konuşabilirsin, oyunculuk için ise yine özel tiyatroların dersleri var, bu dersleri alan öğrencilerden iyilerini seçiyorlar, o şekilde oyunculuk alanına da giriş yapabilirsin.

bunu ben de çok isterdim. tiyatroya bayılırım. gerçekten haz alınarak yapılabilecek bir iş. bir dt 10 numara olmaz mıydı ya? :( ama zor.

özellikle sahne arkasında çalışmak istiyorsan bir sorun yaşamazın kendini kabul ettirmek konusunda.
gidip direk konuşmanı öneriyorum.

Malesef yok öyle birşey

okullar oluyor benim bildiğim.

Okullarda da olmuyor maalesef.

@evrenos sanki o zaman kurban bayramıyla birleşiyordu diye hatırlıyorum.

hiçbir tıp eğitimim yok ama bunca yılını, yurtlarda bir sürü kızla iç içe geçirmiş insan olarak hiç böyle bir ağrı duymadım, normal olmayabilir.

benim eski kız arkadaşımda oluyordu öyle. sağ bacağı komple ağrıyordu bir iki gün. tam reglin önceki günü ve ilk günü. bazen üçe ve dörde de sarkıyordu ağrı ama azalarak. hep olmuyordu. her ay değil yani. ama 6 ay içinde 3-4 kere oldu.

doktora giderseniz bana sonucu bildirmeniz mümkün mü lütfen?

benim de bacağıma vurur, annemin de öyle olurmuş.
normal olduğunu sanıyorum.
bazıları kusar, bazılarının beli, bazılarının bacağı ağrır vb.

kesinlikle normal. bende de olur. sadece sık görülen bir şey değil. ama adetini hissettiğin anda ağrı kesici iç. ilaç zararlı falan diye düşünme. vucuda acı çektirmenin bir faydası yok.

bacağa, kalça kemiklerine yansıması olabiliyor ağrının ama içiniz rahatlasın diye bi uzmana görünebilirsiniz çok aklınızı kurcalıyorsa. hiçbir şeyin kesinliği olamaz sonuçta.

Biraz yaşla da ilgili. Ben de 20 li yaşlarımda sabit 63 kiloydum.. 30 u geçince kilo alınıyor, tam olarak dediğin gibi 10 kilo aldım ve sabitlendim :))

kendi tecrubemden yola cikarak birkac sey yazayim;

oncelikle kilo veremiyorum lafi bahane. kilo verilir; alinan kalori eksi yakilan kalorinin sifirin altinda bir deger cikmasi lazim. (duzeltme: sifirin alti derken gunluk minimum ihtiyaca yakin demek istiyorum)

yenilen icilene ozen gostermek yetmez, kac kalori oldugunu bilmek lazim. kizartma, sekerli, unlu yemeyen kisi saglikli diye tam yagli yogurdu gotururse veya limitsiz meyve yerse o kalori yine alinir.

vucudun kendini kontrol sistemi var, dikkat edin ozellikle fiziksel aktivitenin arttigi donemlerde istah artar. veya tam tersini dusunursek az yemek yenilen donemlerde miskinlik coker.

bir de kilo alma/verme gecikmesi denen bir olay var. spora baslayanlar ilk aylarda kolay kolay kilo veremezler vucud savunmaya gecer. kilo alirken de ayni kural gecerli. bugun gidip bir tepsi baklava yersek bunlar dogrudan kiloyu etkilemez ama her hafta eve bir tepsi baklava alip duzenli olarak tuketirsek kilo artar.

eger kilonuz artarsa alisveris listenizi gozden gecirerek onlem alabilirsiniz. tabii etkiler uzun donemde kendini belli edecektir.

bazılarının vücut yapısı böyledir. çok yemek yiyip kilo almayan veya sürekli kilo alıp veren insanlar olabilir. metabolizma yavaşlayınca tabii ki kilo almaya başlarsın ama mesela göğsü içe goçük gibi olan insanlar çok kilo alıp vermezler, o vücut tipinin de bi adı vardı onu unuttum. çok karışık cümleler kurdum kusura bakma.

@cench: bahane üretmeye çalışmıyorum çünkü zaten 48 kiloyum yani, kilo vermeye ihtiyacım yok. selülit, sağlıksızlık gibi şeylerden çekindiğim için beslenme sistemimi iyileştirdim. ve şundan eminim yakılan kalorim bu son 1 sene içinde çok değişmedi. ama beslenme olarak günde ortalama en az 1 litre tükettiğim kola sıfırlandı, yerine su içiyorum (önceden içmiyordum). bir kupa çaya 2 tam tatlı kaşığı şeker katarken (çok çay içiyorum) artık yarım kaşık katıyorum. burger king gibi yerlerden haftada en az 2 gün yerdim (ki 2 küçük menüyü tek başıma yerdim falan), en son 6 ay önce falan yedim sanırım, çikolata temel besin öğemdi neredeyse (günde 3-4 yediğim oluyordu) ayda 1 tane belki yiyorum. örnekleri çoğaltabilirim, kesinlikle vücudum kilosunu kendi kendine sabit tutuyor. bu bahane falan değil.

@dogushowbiz: bahsettiğin vücut tipini anlamadım.

Ektomorf : Ektomorf tipler, ince, uzun ve narin yapılıdırlar. İnce kemik yapılı uzun ve zayıf adeleli olan insanlardır Ektomorfların güç kazanıp hacim yapmaları gerçekten uzun zaman gerektiren bir iştir. bahsettiğim bu vücut tipiydi onlar zor kilo alıp verirler ama senin sorununa çok yardımcı olmamış olabilir bu bilgi.

vucut kompozisyonunuz ve metabolizma hızınız değişiyor.

peki durup dururken kilo almamı önleyecek bir şey var mı? yani şimdiki kilomda sabit tutsun, keşke hep tutsa ama bu bir gün değişirse ve ben kilo almaya başlarsam mecbur alacak mıyım yani?

bahane derken kisisel olarak algilamayin, genel olarak soylenen birsey oldugu icin oyle yazdim.

selülit, sağlıksızlık gibi cekinceler icin yeme aliskanliklarinin yani sira duzenli bir kardiyo egzersizi yapmak cok faydali olur. kosu veya bisiklet olabilir.

son sorunuza yanit olarak su urunu onerebilirim:
www.withings.com

sanirim kilo olayini baya kafaya takiyorsunuz, bu tarti anlik kilonuzla beraber ortalama kilonuzu (moving average) da gosteriyor. yani kilonuz gun icinde, haftalik degisebilir ama ortalamanin degismesi onlem almaniz(yiyeceklerinizi kontrol etmeniz, spor yapmaniz) icin size on bir uyari vermis olur.

gitme oraya. çin malı volvo. sen en yakın volkswagen galerisine git.

yok iş için gitmem gerekiyor, alışverişe değil yani.

bi bitmedi anasını satayım akıllıların bilmediği konularda atıp tutması.

volvo'nun dünyada üretim yeri ve montaj yapılan fabrikaları aynen duruyor. adamlar volvo'nun şimdiye kadar sahip olduğu üretim prosedür ve zihniyetine hiç bir şekilde karışmıyor. "madem kendisi daha iyisini biliyormuş, niye kendisi yapmamış şimdiye kadar?" diye sorarlar adama...

ama anlatamıyorsun işte.. adam atıyor da atıyor..
o çok bilenlere not;
orhanlı'da volvo'nun türkiye yedek parça deposu var. "yedek parça".

*******
soruya cevap;

bir kaç kez parça almaya ben de gittim ama biz şirket aracıyla gittiğimiz için toplu taşıma aracıyla gidişi tarif edemeyeceğim... aydınlı köprüsü'nden yukarı çıkılıyordu sanırım. oralarda işleyen minibüs veya otobüsler mutlaka vardır. çünkü oraya giderken sabancı üniversitesi'nin önünden geçiyorduk. yani okula giden araçlar mutlaka vardır. bu, volvo tarafına giden araç da var demektir.

(bir volvo yetkili bayi çalışanı)

bilip ona göre yaşamak isterdim.

Bilmeden yasamak.

bilmek isterdim. 3 ay sonra öleceksem neden çalışayım ki. istifa ederim tüm paramı harcarım.

isterim. ona göre her istediğimi yaparım üç ayda, sevgiliye vs olayı açıklayıp onu da alıştırırım bu fikre.

bilmek isterdim.
çünkü 3 ay ve sonrasında da yaşayabilmek için neyle savaştığımı bilmem gerekiyor.
ismini bildiğim şeyi alt edebilme ihtimalim var.

bilmek isterdim. herkese istediğimi söylerdim. 43857 bankadan kredi çekerim, mis gibi sevdiklerimle eğlenirim. bütün uyuşturucuları denerim. bütün tehlikeli görülen şeyleri yaparım.

bilmek istemiyorum.

tabi ki isterdim

bilerek yasamak isterdim.

her şey çok güzel olacak diye aklına geçiriyon ama ertesi gun 90. günmüs mesela, kütedek ölüyon, olacak iş mi?

3 ay sonra öleceğimizi bilmeden yaşadığımız hayat şu andaki değil mi zaten?

en azından birden fazla kişiyi öldürüp öyle gitmek lazım.

İsterdim,çılgınlık yapmak için.Biriktirdiğim paraları harcamak için:D

bilmek isterdim

istemezdim.

isterim.

bilmek isterdim ki ölmeden önce yemedk istediğim haltları yiyeyim öyl eöleyim. ha bi de sınırsız fast food:) yeter lan diyetten ölecez. kahrolsun spor.

ben 3 ay boyunca her boku yiyip ondan sonra "pardon bir yanlışlık olmuş" demesini isterdim birinin.

Bilmek isterdim.

Özel yurtlar senelik yaparlar senetleri, sebebi de senin durumunda olan çok öğrencinin bulunması. Beşiktaş'ta çarşının içinde yurtlar var. Eğer cinsiyet kadınsa YTÜ'nün oradaki üst geçidin civarında bir özel yurt vardı arkadaşımın kaldığı. Tıp merkezi var orada, onun yanındaydı. Yine cinsiyet kadınsa Osmanbey'de metronun Pangaltı çıkışından çıktıktan sonra sağa doğru ilerlediğinizde birkaç yurt var.

EKLEME: Ha, Beşiktaş Belediyesinin yurdu var. Ortaköy'de. Fiyatı da uygundur epey. Kız arkadaşlarım kalıyordu ama karma mıdır değil midir hiç bilmiyorum.
Ama dediğim gibi senelik yaparlar sözleşmeyi. Okul yurdunun da çıkacak denmesine çok güvenmeyin. O yerleştirmeler bile neye göre yapıldı hiç bilmiyoruz zaten.

kadın değil erkek, birkaç yurt olduğunu duymuştum 2-3 aylık kalabileceğimiz, yıllık sözleşme istemeyen ama isimlerini bilmiyorum işte.

bence özel yurt yerine kiralık odaları da düşünebilirsin. beşiktaşta bir sürü ev var o şekilde. sonuçta özel yurt dediğin de ayda en az 500-600 verilen mekan. craiglistten falan oda bakabilirsin.

yedek listelerde de bir sıralama açıklanıyor. oradan bir bakmalı sıralamana. genelde yoğunluk vadi yurtlarında yaşanıyor. tercihin göletse yurt sene içinde kesin çıkıcaktır.

arada filmde kesintiler olmuş olabilir. ayrıca siz uykuya daldıktan sonra kalkıp tuvalette üstünüzü başınızı değiştirip tekrar yatağı bulmuş olabilirsiniz.

uyuduktan sonra arada kalkıp tuvalete gittiğinizi, üstünüzü değiştirdiğinizi mi düşünüyorsunuz yokda uyumadan önce mi?

hep yaşamak istedim ama ne yazık ki hiç böyle bir olay gelmedi başıma. ağzımdan çıkanlara hakim olamadığım oldu tabiki ama hepsini de sabah olunca hatırladım hep. keşke olsaydı; ama hiç yarım saatliğine de olsa koptuğum olmadı gerçeklikten.

yatağa net olarak yattığımı ve uyuduğumu biliyorum ki 1 arkadaşla beraber içmiştik o da bu hikayeyi onayladı. yani yatmadan önce her şey yerli yerindeydi. benim düşündüğüm bunların uyuduktan sonra olmuş olması, ama bu tarz bir şey hiç yaşamadığım için tereddüt ettim.

bunun dışında evet evde başkası vardı ama sonuçta pijamamı çıkartıp üstüme atlet giydirmek pek de komik bir şaka olmaz. gene de sorayım.

uykudan kalktıysanız, bir de uyku sersemliği eklendiyse olabilir. bende de şöyle bir şey olmuştu alkollüydüm, yattım. tabure gibi bir şey vardı ayağı kırıktı gece o düşmüş üstündekiler yere dökülmüş kalkıp düşenleri masanın üstüne koymuşum sabah kalktığımda fark ettim ama hatırlamıyorum.

çok içki içip, çok kez yürüyemeyecek, dengede duramayacak, konuşmam aşırı derecede bozulacak kadar sarhoş oldum ama hiçbir zaman ne yaptığımı bilmez davranmadım. ve her zaman ne yaptığımı hatırlarım.

bu durumun tek istisnası var, o da yine bir gece çok içip sarhoş olup, yatıp uyuduktan sonra, gece titriyorum diye birinin beni uyandırması, bir tek uyandırıldığımı hatırlıyorum (o da muhtemelen çok fazla uğraştığı için) üstümü değiştirmişim, konuşmuşum, kıyafetlerimi saçma sapan yerlerde bırakmışım falan, sabah kalktığımda üstümdeki kıyafet farklı olduğu için şoka girip, arkadaşım anlattıktan sonra da sadece uyandırdığı kısmını hatırlayabildim.

yani tahminim: sarhoşken uyuyup, uyanmak bu hatırlama olayını epey etkiliyor. o geceden çok daha fazla sarhoş olduğum günler olmasına rağmen hiç öyle bir şey olmadı bir daha.

evet uyanıp uyanmak bir ilgisi var çünkü otobüsle eve dönerken, otobüsün 2-3 dakika sızsam bile durak-ev arasını hatırlamamışlığım var. ama bunun yatağa yattıktan sonra olabileceğine imkan vermiyordum ama demek ki oluyormuş. blackout tahminimce ani sıcaklık değişiminde de oluyor.

ayrıca yaptıklarını hatırlamamak hiç güzel bir deneyim olmuyor. kesinlikle tavsiye etmem. bir kere böyle bir şey yaşayınca da sanki vucüt kendini daha rahat bırakıyor.

olur arada. özellikle yazın içtikten sonra uykumda defalarca çırılçıplak soyunup uyudum. hatta sadece içince değil, ayık kafayla da soyunduğum oldu (ama çok nadir, soyunmalar % 90 alkollüyken oluyo). lisede yatılı kalırken arada bağırıyomuşum da zaten, oda arkadaşlarım söylemişti.

var abicim olmazmı,abartıyorlar diyordum ama başıma geldi ama bi noktadan sonrası kayıp mesela benim 2009 yılbasında bulundugum kutladıgım yerle,uyandıgım ve yanımda olan kişiler farklı..bulundugum yerden 29km uzaktayım farklı bir evdeyim yanımda tanımadıgım insanlarla uyandım..o yuzden iç abi iç iç diyenle yavaş içicen

konunun ne olduğunu söylememişsin, aşırı farklı hocalar bunlar? yani üretimci de var tedarikçi de.

ufuk cebeci: hiç ilgilenmez, aşırı işgüzardır. kendi projelerini danışmanı olduğu öğrencilere kakaladığı çokça görülmüştür. öyle beni takmasın, savsaklarsam kızmasın, biraz huyuna gidebilirim sıkıntı olmaz diyosan ideal. ciddi bir şey yapmak istiyorsan, yaklaşma bile. iso, bilgi teknolojileri, veri tabanları, vs. ilgilenir.

şeyda asan: çok tatlı bir kadın, ilgilenir. genç ve anlayışlı. tedarik zinciri yönetimi, lojistik, ağ tasarımı, vs.

murat baskak: dünyanın en şeker, en tatlı insanlarından biri. çok ilgilenir, konusunda çok uzmandır, danışman olarak eğer uğraşıcam hevesliyim diyorsan ideal. ama aşırı detaycıdır, kendisi çok çalışkandır üşenmez ama seni de eşek gibi çalıştırır. deli gibi kaynak ister, okuma, araştırma yapan gerekli ve bütün literatüre hakimdir. üretim planlama, satın alma, vs.

şule satoğlu: pek fikrim yok ama biraz fazla umursamaz, fazla memur kafasında bir insan gibi gözüküyor hep. üretimci. murat baskak varken şule hoca seçilmez ama tahminimce pek sıkmıyordur.

bülent durmuşoğlu: alman ekolünden üretimci. sürekli murat hoca (baskak değil) ile takılırlar. iletişim kurmanın zor olacağını tahmin ediyorum ama fazla kastırmaz.

seçkin polat: seveni de nefret edeni de çoktur. insan kaynakları, organizasyon gibi biraz mühendislikten uzak konularda çalışır. pek sıkmadığını duydum, pek fikrim yok.

ayberk soyer: çok tatlı bir insan, oldukça da zeki bir hoca. aptal yerine koyulmayı sevmez, zaten koyamazsın da. yine çalışılmasını ister ama çok da kasmaz, anlayışlıdır. verdiği derslerin devamlılığı konusunda takık, danışmanlık performansı nedir bilmiyorum. organizasyon, yönetim, vs.

umut asan: çok bilgili ve ilgili bir genç hoca. danışmanlığı yaptığı herkes çok memnundu. yöneylem, pazar araştırması, segmentasyon falan konuları.

alp ve cemil hocayla ilgili çok bir bilgim yok ama alp hocanın aşırı rahat olduğunu biliyorum.

lisansın ne bilmiyorum ama biraz bilinçsiz gibi gözüktün gözüme, üretim mi yöneylem mi yönetim mi dal seçmen gerekiyor, böyle hoca seçimi mantıksız olmuş biraz.

kimya mühendisliği mezunuyum.evet bir bilinçsizlik var o kesin daha neyin ne olduğuna bile hakim değilim bilimsel hazırlık falan okuyacağım zaten ama tez alanı seçtiriyorlar şimdiden üstünkörü bi içerik bilgisiyle ilgimi çeken ya da iş hayatından gördüğüm konuları çıkarmaya çalıştım.böyle olunca her telden çalmış oldu tabi.ama genel olarak bakınca sanırım yönetim konuları ağır basıyor. bu yüzden murat baksak,ayberk soyer, seçkin polat, şeyda asan, umut asan 5lisinden biri daha ideal olur gibi değil mi?

güzel lokum götürün. çifte kavrulmuş
bir de kart atın bari siz oradayken eline ulaşır
olmadı kapalı çarşı civarında gezeceksiniz ama bugün pazar

Topkapi sarayi muzesinin hediyelik dukkanina bir ugra.

nazar boncuğu saçma da olsa bayağı ilgilerini çekiyor.
baharatlar falan da götürebilirsin.

mavinin tişörtleri çok güzel. istanbuldaysan o tişörtlerden alabilirsin. sonra nazar boncuğu aşırı estetik bir şey ve dünyanın her yerinde insanlar bayılıyor güzel bir bileklik alabilirsin.

eczaneden.

eczanelerden alabilirsin. 10-20 lira gibi bir fiyatı var.

soğuk tutulması gereken ilacın yanında 1 liraya veriyorlar eczanede.

www.arabulvar.com

yemek koruma amaçlı, sert plastik içinde olanlardan alacaksanız hipermarketlerde kamp ya da piknik reyonunda oluyor. mangalların vs olduğu rafların civarında. Bauhaus, Carrefour vs de var.

eczane panpa. nexcare'ın var mesela ama biraz pahalıdır kalitedir tabi.

az vakit harcayarak çok para kazanacağın bir işin olacak. ünlü olacaksın yani kısacası. geri kalan tüm zaman ve para senin, istediğin gibi kullan.

ilk önce hedefi özgün bir yaşam tarzından keyifli bir yaşam tarzına dönüştür bence. çünkü çılgınlık yapmanın, sıradışı aktivilerde bulunmanın zevkli/güzel olduğu da oluşturulan bir algı.

hayatı dolu yaşamanın en güzel yolu, dinlenme aktivitesinin evde oturmak olmamasını sağlamaktan geçiyor. bu nasıl olur? hayatta seni neyin dinlendirdiğini bulmaktır. doğa mı dinlendiriyor, hazırlarsın sepeti pikniğe gidersin. parkta yürüyüş yaparsın. resim çizmekse, resim çizdiğin bir zaman aralığın olur. danssa dans ettiğin bir gün olur.

peki resim çizmek hayatı nasıl dolduruyor? mutlu bir insan oluyorsun, motive oluyorsun, resimle ilgili çevren oluyor, bir sergi oluyor, ona gidiyorsun, vs.

hayatı dolu dolu yaşamak illa sırt çantasıyla dünya turuna çıkmaktan geçmiyor.

@of dream : helal olsun söylenecek laf yok

sevdigin seylere zaman ayiracan haci.

avustralyada bol gunesli sicak mevsimli bir ciftlik alip yasamak en guzelidir sokayim paraya une sohrete interneti de kapat gitsin telefonu da kapa.

su yaban filmindeki gibi al erzagi

kişiye göre değişir.

hayatı dolu dolu yaşamaya çalışma.

ne bileyim aktivitelerde bulun, düşünecek zamanın olmasın, düşün ama yeni şeyler, ne yapacağım diye 1 saniye bile düşünme direkt uygulamaya geç fakat saçma çılgınlıklar yapıp pişman olma, valla ben 15 yaşındayım daha geçen gün hayat biticek herkes yaşlanacak en sevdigim kişiler bile yaşlanıyor diyordum, sonra bunun değişmeyecek bir gerçek olduğunu farkettim...

ve son olarak (bkz: yolo)

ünlü olacaksın hacı. başka yolu yok gibi gözüküyor:(

sana dayatınlarla değil kendi istediğin gibi yaşarsan bu dediğine ulaşırsın.

Uzun uzun yazamayacağım ama benim beğendiğim kilolu bir erkek var dünyada. Ama kendisi çok hoş bir ses tonuna sahip ve baya da entelektüel bir arkadaş.
Bazı şeyler fizikselliğin önüne geçebiliyor.

zayıf olmaktan iyidir. 1.80 boy 58 kilo olmaktan çok daha iyidir.

@rorshach8 1.84 103 olmaktan iyi midir? (112'den düştüm gerçi)

1.80 - 85 olmak iyidir

hafif yapılı iyidir, obez iğrençtir evet

kadın yada erkek yürüyen devasa yağ kütleleri çekici değildir. estetik hiç değildir. nadir durumlarda zeka , kültür yada o an açlığı duyulan hissiyat bu kütlelerin görmezden gelinmesine sebep olsa da uzun vadede illa kişi bir yerden açık verir cazibe yitirilir.
kendine saygın olsun diet yap , spora git ve nasılsa spor yapıyorum nasılsa kalori yakıyorum diye düşünüp yemek yemeği abartma.

eminim o da iyi değildir.

erkeğim ama aşk olayının bilimsel karşılığı kimyasal tepkimeler ve sinirsel aktivitelerle örülü. bunlarda çoğunlukla ilk görüşte oluyor. yukarıda denilen gibi karakter vs ile bir kızı etkilemen için uzun süre seni tanıması gerekiyor. bunun yanında kim ne derse desin görüntü herkes için önemlidir. en azından çok süper giyinebiliyor olman, karizmatik bakışlara falan sahip olman gerekir. bunun yanında kişiliğine hayran, yanında harika vakit geçiren ama "keşke çıktığım kaslı adamın yanında da böyle iyi ve güvende hissetsem" diyen taş kızların en azından bir kaç tanesinin etrafında olduğuna eminim.

kızları bırak kendi arkadaş çevren, iş dünyası, pazarlık yaparken vs durumlarda da bakımlı ve düzgün fizikli biri avantajlıdır. sağlık olayından bahsetmeme zaten gerek yok. üşenme spor yap, biraz boğazına hakim ol.

evet aşk hayatına etki eder. oluşacak kız potansiyelinin yanında daha önceden tanıdığın kızlar "messerach'a bak ne kadar değişmiş, çok tatlı olmuş" diyecekler, sen de bişeyleri iyi yönde değiştirme gücü ve azmi olduğunu görecekler, kendileri seni kapmasa bile seni yeni biriyle tanıştırdıklarında akşama onlara bunları anlatacaklar.

bi zamanlar hurley gibi bi adama aşık olmuştum. ben minicik o kocamandı ve hiçbir zaman aa şişman bu diye bakmamıştım. yolda yürürken aşırı şişman birini görünce üzülüyorum ama aşık olabiliyosun gayet. üstelik aynı kişi zayıf olsa bütün sempatisi giderdi ve ben ona aşık olmazdım diye düşünüyorum. ama fazla kilo herkese yakışmaz yani. zayıflamakta fayda var.

sadece boy / kilo orani birsey ifade etmez. kilonun ne kadari kas ne kadari yag o da onemli. ayni hacimdeki kas, yagdan daha agirdir. bizim arkadas var 178 boy 105 kilo ama amerikan futbolcusu, omuzlari nerdeyse benim(1.74, 72kg) iki katim. hafiften gobek de var ama hic reddeden kiz gormedim.

1,76 boy 103 kiloyum fakat öyle bi cüsse varki bende. Hani bazı dişi kişilerin nasıl baktığını gördükçe kilo versem de böyle mi olur diye düşünmekten alıkoyamıyorum :D

1.76 103 kilo olan arkadas kızlar bakmıyordur kutle cekim kuvvetinden dolayı uzay zamanı büküyorsun sana bakıyorlarmış gibi geliyor

Bayılabiliyoruz bile. 1.84 110 en hayran olduğum en yakışıklı en güzel insandı mesela

başkaları için değil sağlığın için kilo ver. sağlık herşeyin başı.

zayıf erkek kilolu erkekten daha itici kesinlikle

Leontikhos, canım yaz ayları diye yağlanıyoruz her insan gibi fakat biraz spor falan var elbet. Kas/yağ meselesi.

evet, neden hoşlanmayalım ki? adonisin kasın vazgeçilmez çok muhteşem bir şey olduğu kuralını kim koyuyor? ya da şişmanların itici olduğu kuralını kim belirliyor?

sismanlarin itici oldugunu biz belirliyoruz. sen ben herkes. niyeyse herkes kendine kalinca olay, ben dis guzellige takilmam diyor. ama sonra insanlarin secimlerine, arzularina, ve bunlar ugruna yaptiklarina, harcamalarina bakiyoruz; tersi cikiyor. insanlarin begendigi sismanlarin, ustte de belirtildigi gibi bu sismanligi kapayabilecek bonuslari var. en onde geleni de yakisiklilik. eger tipin duzgunse cok da onemli diil bence zayiflayip zayiflamaman. veya zayiflayinca daha yakisikli olabilirsin bunu da dusun.

Şimdi bu soruda belirtilmesi gereken bir nokta var. Hoşlanmak, aşık olmak farklı şeyler, beğenmek farklı şeyler. Verilen cevaplarda da zaten genelde "aa neden olmasın, ben bir kere aşık olmuştum" olayını görebiliyoruz.

Bunun nedeni, kadınların hoşlandığı/birlikte olmayı seçtiği erkeklerde aradığı özellikler arasında en önemlisi dış görünüş değildir. Ama bu çok önemli bir avantaj sağlar. Kim ne derse desin, eğer kiloluysan, başka bir artı özelliğin olması gerekir ki sen seçilebilesin. Yakışıklı fit bir erkek, herhangi bir artı özelliği olmamasına rağmen ilgi/alaka görür, belirgin eksisi yoksa.

Şahsen ben bu durumdan memnun değilim ama erkekler ile ilgili gittikçe daha şekilci olmaya başladım son 1-2 yılda. Kötü ten bir, fazla kilo iki. Bu iki problem beni erkekten aşırı derecede itiyor, hemen "arkadaş olarak" görüyorum. Tabii ki bu demek değil ki, yarın öbür gün kilolu bir insanı sevememem ama sevmek biraz farklı. Tanışırsın, bir hareketi, tavrı hoşuna gider, vs. Sorduğunun bu olmadığını düşünüyorum.

Neyse bir de ben kilolu insanlar genelde fazla terlediği için de çekici bulamıyorum.

Bütün şekilciliğim, bayağılığım ve dürüstlüğümle cevapladım.

Kendim de doğuştan şanslı, ne yersem yiyeyim asla kilo almayan bir insanım. Kiloya karşı önyargım, biraz da bu empati kıtlığından kaynaklanıyor olabilir.

annen kac yasinda? baska bir rahatsizligi var mi?

annemde de aynisi vardi norolojide bir suru test yapildi sonra teshis konuldu sinir cikismasiyla lakali karpal tunnel ile alakali birseylerdi.

çok teşekkür ederim öncelikle. nörolojiye gidelim o zaman yarın.

annem 56 yaşında, boynunda disk sıkışması mı kayması mı tam emin değilim öyle bir rahatsızlığı var yıllardır, zaman zaman boyunluk kullanıyor. bileği ağrıdığı için ellik kullandığı da olmuştu geçmişte. ama uyuşma problemi ilk defa başımıza geldiği için stres olduk biraz. hangi doktor emin olamadık.

felç belirtisi falan olabilir diye stres oluyordum ben ama sanırım pek ilgisi yok.

aynıdı babamda da vardı. sinir dıkışması diyolar. basit bi ameliyatla düzeltiyolar. o da çok ilerlemişse tabi. yoksa ilaçla da girişiliyo.

beyin cerrahi uzmanina gidin. temizlik icin boynunu zorlamis ve diski yerinden kipirdatmis olabilir.

Bence bulurlar. Özellikle sevgilisi güzelse.

her kız için evet vardır diyemeyiz de, çoğu kız için var böyle bir şey hele kız güzelse içleri gidiyor, bu kız bunda ne buldu acaba demek ki kesin bir şey var diye. hadi o kadar değil desek bile bekar dolaşmasından daha çekici geldiği kesin.

ben de hiç öyle bi durum olmadı ama bı ara dusunmustum bu durumu sanırım olay su;
normalde yuzune bakılmaz adamın ama sevgilisi varsa kadın sahsı soyle dusunur aaa bak demekkı ıyı cocukmuskı sevgılısı var neden olmasınkı felan dıye:)

karşıdaki kız kendinden güzelse oglan tipsizde olsa çekici bulur

kendi adıma eğer adamın sevgilisinden hoşlanmıyorsam, evet çekici gelir

hiç öyle bir şey hissetmedim. bazen eğer mutlu bir çiftse öyle bir ilişki yaşıyor olmayı istediğim oluyor ama o kişiyle değil. yani "ben de böyle birini sevsem/beni de biri böyle sevse" gibisinden bir his. sevgilisi varken benimle konuşmaya çalışan erkek hepten tiksinti uyandırıyor, zerre çekici gelmez.

tüm ekmeğimi burdan yiyorum yanımdaki kıza kıyafetlerini bile ben alıyorum güzelleşsin diye o derece diyorum sana..

hiç sevgilisi olmayan erkeğin çekici gelmediği kesin.yaş 20 siftah yok be abi...

kızım. hayır çekici gelmiyor. bana sadece küçük çocuğunu kucağında gezdiren erkek çekici geliyor. onun dışında evli ya da sevgilisi olan erkek tam tersi itici gelir.

çevremdeki kızların hepsinde var. ve açıkça söylemekten de çekinmiyorlar. ama tam olarak sevgilisi olmasıyla ilgili de değil. başkasının hoş bulduğunu bildiği birisi daha çekici geliyor sanki. yani er kişi daha önceden farkedilmediyse bile başkaları onu beğendiğinde bu anında olmasa da etkisini bir şekilde gösteriyor.

kız güzelse evet. çoğunlukla.

parmagimda yuzugu goren soruyor, durduramiyoruz efendim.

öncelikle hemen ertesi gün hapı al. içine kaçma nedeni büyük ihtimalle erkeğin boşaldıktan sonra hemen çıkmaması, prezervatif bol gelip içinde kalmıştır. ertesi gün hapını ihmal etme, prezervatif çok endişe etmeni gerektirecek bir şey değil. panik olduğun için kasılıyorsun, zorladıkça geriye itersin biraz sakinleş. zaten korkma başka bir yere gitmesi falan mümkün değil.

biraz rahatla, tuvaletini yapacak gibi çömel kendiliğinden aşağı iner zaten, kayganlaşmak için kendinle de oynayabilirsin. eğer hala çıkmazsa bir doktora gidersiniz, 2 dakika sürmez çıkarması zor ya da canını acıtacak bir şey de değil.

endişelenecek bir şey yok yani, sakin olun. herkesin başına gelebilir.

cımbızla deneyin olmadı direkt acile koşun

Yere çişinizi yapacakmış gibi çömelin, biraz ıslanmaya çalışın. Ertesi gün hapını unutmayın. Hiç olmadı, cımbız vs. sokmayın. Gidin acile, hallederler.

cımbız falan kesinlikle sokma içine, birincisi dokuyu zedeleyebilirsin ikincisi prezervatife ulaşsa bile yırtabilir. elle sen ya da sevgilin çıkartamıyorsa doktora gidin, utanılacak bir şey değil.

daha kolay ulaşmak için bir ayağın yerde diğer ayağını da sandalye gibi bir şeyin üstüne koyup bacaklarını ayırırsan daha kolay ulaşabilirsin. sevgilinin önceliği hap olsun. 1-2 hafta içinde prezervatif unutan kadınlar oluyor.

bak su da olabılır, kız acsın bacaklarını bırı yerde bırı bı yere dayalı olarak er kısı oral yapsın ıslandıktan sonra kendı cıkar herhalde.

tekrar ilişkiye girin çivi çiviyi söker hesabı

Kayganlaştırıcı denediniz mi ?

Ön sevişme yapın, rahatlamak için biraz alkol alın.

soksun elini cikarsin ya koskoca vajinadan bebek bile cikiyor

o kadar genislemiyor. ayrinti vereyim hatta, son derece anon'um zaten, normalde 4/5 parmak girebiliyorken su an o kadar kasildim ki bir tane bile olmuyor. kayganlastirici deneyecegim. uyudum oylece.

o ancak vakumla çıkar ordan..elektrik süpürgesinin hortumu olayı çözer..işi fanteziye dönüştürmeden ama..

Ne oldu çıktımı merak ediyorum şahsen ben ?

çek cumhuriyeti bence yani çekler slovaklarda 2. olabilir.

en.wikipedia.org

en.wikipedia.org

en uzun 1.711 ile Dinaric Alps gözüküyor ama bir ülke değil sıra dağ grubu olduğunu düşünürsek saymayabiliriz.

ülke olarak en uzun kızlar 1.699 ortalamayla hollandanın 20-30 yaş arası kızları, onları da norveç takip ediyor.

ruslar bence.görmediniz mi olimpiyatlarda.sırıkla atlamada sırıksız atlarlar valla onlar.

avrupanın en uzun ırk ı hollanda lılar.çek veya ruslar değil.

danimarka veya norvectir

:D uykulu uykulu duruyordum tam uyandım şimdi xD abim yaz bitiyo biraz bronzlaşmak istiyorum çok az :D ama denize havuza gidecek vaktim yok çalışıyorum :/ o yüzden böyle bi ekşına girişim diyorum

nişantaşı- 15 dk- 17 tl

genelde dakikası 1-3 tl arası değişiyor.

Orada herhangi birşey için ekstra ücret alıyorlar mı, almıyorlar mı bilmiyorum bugün gideceğim yarın sonuçlarla birlikte yazarım.. Tavsiyeleriniz var mı ?

Edit : Sunny Point Beauty diye bir yere gittim Acıbademde, gayet iyiydi, korkum vardı ama şuan hiçbirinden eser kalmadı. Rengime gelecek olursanız, umarım çoook uzun süre bu renkte kalırım..

Personel servisi vardir o tarafa illaki ama ogrenciler binemiyo bildigim kadariyla.

pendik ve kartal'a servisler olduğunu biliyorum ama kozyatağını bilmiyorum. yine de büyük ihtimalle o pendik kartal servisleri zaten kozyatağından geçiyordur. öğrenci için konuşuyorum tabii.

rosetta stone çok güzel bir program ama kelime için ideal olmayabilir bir de hangi seviyedesin? sanırım dil ingilizce, eğer üst seviye bir ingilizce için uğraşıyorsan rosetta stone'da 5. level bile pek ileride değil. sadece core lesson kısımlarını yapa yapa ilerlersen yardımı dokunabilir ama.

her zaman söylüyorum yine söyleyeyim; stumbleupon.com kullanmasını bilene muhteşem şeyler vaadediyor.

olsa gitmem çok saçma bir şey. hızlandırılmış seçmeli görücü usulü :)

aslında iyi bi pazar he girsek mi :P

ben hiç duymadım ama olsa giderim. olaya illa sevgili edinmek değil de arkadaş edinmek, farklı insanlar tanımak olarak bakmak lazım. kafem olsa yapardım. görünüşünden ve konuşmasından apaçi, serseri olduğu belli olur insanın. ona göre almazsın/alırsın.

var da, paralı kardeşler için, oysa halka inmesi lazım bütün bunların.

sırf merakıma eğlencesine giderim.

olsa da gitsek.

türkiye'de böyle bir şeye yüzüne bakılacak herhangi bir kız gitmez zaten. olsa olsa koca bulma manyağı "evde kalmış" manyak hatunlar falan gider. belki zevkine giderim.

@hosein, belki yapılır.

@yalnux, Paralı olan sitelere baktım. Çok fakir ve lame görünüyorlar. Düzgün iş çıkaracakları izlenimini vermiyorlar. 20lerinin başında kampanya sitesi veya model-oyuncu ajansı kuran salakların bir başka türü kurmuştur gibi bir izlenim aldım.

@ bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
valla öteki kızları bilmem ama erkeklerin yüzüne bakmaktan çok hoşlandıkları kız kategorisinden ben gitmek istiyorum böyle şeylere. önyargıları yıkmak.



Amerika'da falan nasıl düzenleniyor, bilen?

türkiye'de yapıldığını hiç duymadım, başka bir ülkede bir kere gitmiştim, aşırı saçma bir olay.

genelde, kadınlar oturuyor, erkekler hareket eden grup oluyor. bir süre belirleniyor (1-3 dakika arası) ve süre bittiğinde düdükle erkekler bir sonraki kadına geçiyor, herkesin belli bir numarası var, elinizde de kartlar oluyor. bu kartlara iletişim bilgilerini almak istediğiniz kişinin numarasını yazıyorsunuz, çıkışta organizatörlere veriliyor. karşılıklı numarasını yazmış kişilere birbirlerinin iletişim bilgileri veriliyor.

katılımcı profilini kendi gözlemlediğim kadarıyla söylüyorum: erkekler loser dediğimiz tiplerden oluşuyor genelde, kızlarda ise çeşitlilik söz konusu, çok güzeli de oluyor, çirkini de, "duyan gelmiş" gibi bir profil söz konusu yani.

eğlenceli gibi gözükse de pek eğlenceli olduğunu söylemem, ilk birkaç adaydan sonra herkesle "asl?" muhabbeti yapmak sıkıyor. bir de erkek profili sosyal olarak çok başarılı olmayan insanlardan oluştuğu için, kolay tıkanıyor.

fırsat olursa bir kere yapılıp görülebilir.

yeri geldiğinde ekşi sözlük de bu amaca hizmet edebiliyor? hani entrylerinden falan karakter tahlili yapabilirsin. gerçi tipsiz çıkma ihtimalinin önüne nasıl geçersin bilemiyorum:)

buna gideceğime swinger partisine giderim ki bu Cuma gidiyorum.

www.facebook.com

nazar boncuklu bilezik

fes

arkadaşım turist değil ama burada 5-6 ay kalacak. belki mavi'nin istanbul t-shirtlerinden alırım diye düşünüyorum gerçi.

Ferhan Şensoy'un Pardon filminin dvd'sini alın bence

mavi'nin t-shirtleri güzel. Benim aklıma bir de kahve fincanı & bakır cezve ikilisi geliyor. Ya da tavla.

(bkz: community)

(bkz: how not to live your life)
(bkz: cye)

my name is earl

listende "hung" yok bi izle belki beğenirsin.. dev pipili bi arkadaşın hikayesi.. komik sayılır..

(bkz: the office)

malcolm in the middle.

cye, community ve hung dışındakileri izledim.

(bkz: shameless) uk de var us de.

the office +1 (amerikan versiyonu)

shameless, office izledim arkadaşlar. bana böyle şeylerle gelmeyin. daha kıyıda daha köşedeee.

"Louie" ve "wilfred"

Uber derler ya, oyle iste.